DJ ÖMER FT SERSERi SAYFALARI |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
DJ LİK YAPMAK İSTİYOSAN OKU |
|
|
1 tane "dj lik" etiketli yazı bulundu "dj lik" tagli diger ogeler resimler , videolar DJ'lik İle İlgili Merak Edilen Her Şey.. 10 Kasım 2007 18:38 | yuzucu_shevsenko | 0 yorum | etiket: dj lik Günümüzde Gençler Tarafından En merak Edilen ve talep gören Hobi, Bir Diğer Anlamda Meslek Diyelim DJ'lik için.... DJ'lik hakkında merak ettikleriniz.. Etrafımızda birçok kişi dj olmak için uğraşıyor ve software birkaç program kullanmış insanlar ben dj'im diye geziyor.Arkadaşlar dj olmak istiyorsanız eğer ya bi dj in yanında asistan olarak işe başlayacaksınız o size ekipmanları öğretecek yada evinize dj ekipmanları alacaksınız ve çalışacaksınız bilgisayar programlarıyla sadece başlangıç yapabilirsiniz ilerleme olmaz buyrun size başlamadan önce işinize yarayacak çoook önemli bilgiler... ----------------------------------------------------------------------------- Elektronik Müzik Terminolojisi Sizi belki de gelecek senelerin “En İyi DJ’ler” sıralamasına sokacak bu Yazıları “o ne, bu ne, dur bir İnternete gireyip bakayım o da ne demekmiş” diye hayıflanmadan okumak istiyorsanız bir alt satıra buyrun... Analog: Sürekli değişen elektrik sinyalleri oluşturan devre. Genellikle dijital ve sentetik seslere kıyasla daha “sıcak” tınlayan analog enstrümanlar ve bunlardan çıkan sesleri tanımlamak için kullanılır. BPM: (beats per minute) dakikadaki vuruş sayısı... Davulun kicklerine göre sayılır. Bir nevi tempo anlamı taşır. Crowd: Bir “event”teki dinleyici kitlesi. Bir DJ’in takipçileri anlamında da kullanılır. Cümle: Sekiz ölçüden oluşan birim. (phrase) Crossfader: Hangi kanalın (yani turntable’daki plak sesinin) daha çok duyulması gerektiğini ayarlayan ve iki plak arasında geçişi sağlayan buton. Event: Parti ya da club performansı gibi elektronik müzik kültürü etkinliklerinin genel adı. Jogging: Mixing sırasında ritmi hızlandırmak şeklinde vücut bulan hareket, plağı itmek şeklinde de uygulanabilir. Label: Plak şirketi. Platter: Turntable’ın üzerindeki dönen diske verilen ad. Bunun üzerine slipmat, onun üzerine de plak konulur. Profesyonel turntable’ların direct drive (kendinden motorlu) teknolojisiyle çalışan platter’ları vardır. Kalite açısından biraz daha “fakir” turntable’lar belt drive (kayış - kasnak sistemi) teknolojisiyle çalışır. Bunun dezavantajı “scratching” sırasında sorun yaratmasıdır. Sample: Başka kaynaklardan devşirilmiş ses örnekleri. Parçaların arasına sıkıştırılması makbuldür. Scratching: Turntable üzerindeki plağı sağa sola çekiştirmek, zaman zaman bastırmak suretiyle elde edilen “cızırtı”. Sequencer: Üst üste kanal kayıt yapıp, kurgulama imkanı veren donanım / yazılım. Set: Bir DJ’in, çaldığı süre boyunca oluşturduğu giriş, gelişme ve sonuç bölümlerine sahip bir paragrafa benzer yapıda ilerleyen parçalar toplamı. Slipmat: Platter’ın üzerine yerleştirilen örtümsü kumaş. Düşük sürtünme özelliğine sahip olanları, üzerine plak konulmak suretiyle scratching’i kolaylaştırır. Stylus: Tüm ekipmanlar arasında belki de en nazik yapıya sahip ayrıntı: plak iğnesi. Plağa kayıtlı müziği okur. Ölçü: Dört vuruşluk birim. ----------------------------------------------------------------------------------------------- Kısaca Elektronik Müzik Türleri DJ’lik kariyerinize adım adım yaklaştığınız şu anlarda, “bu bilgi ileride ne işime yarayacak” demeden, elektronik müzik türleri ile devam etmekte fayda var. Bir sonraki aşamamız olan “DJ’lik eğitimi” temelleri işte burada atılıyor. Acid Jazz: Klasik jazz altyapısının dijital enstrümanlarla harmanlanması sonucunda varolan “kıpır kıpır” dal. Örn: Rubin Steiner, Thievery Coporation, Modaji Ambient: Bateri vuruşları ve BPM’den ziyade sample, melodi ve enstürman temellidir. Örn: FSOL, The Orb Breakbeat: Kökenleri hip hop’a dayanan alternatif dal. Old-skool teknodan esinlenir. Örn: Crystal Method Down Tempo: Sakin ve “cool” duygusuyla on metre öteden tanınan tür. Kimi zaman iç karartıcı etkisi vardır. Örn: Massive Attack, Morcheeba, Tricky Trip Hop: Nispeten karamsar hislerle donatılmış aksak müzik. Vokalleriyle öne çıkar. Örn: Portishead, Archive Drum’n Bass: Bateri ve sub-bass desteğiyle ayakta duran 160 BPM’lik tür. Örn: Photek, Squarepusher Progressive Electronica: Genelde sözsüz vokallerin ön plana çıkışıyla melodilerle desteklenmesine dayanan müzik tarzı. Örn: Orbital House: Yoğunlukla sub-bass ve 4/4’lük samplelardan oluşur. Örn: Plastikman, Paul Oakenfold Techno: House’a oranla daha hızlı bpm’lere ve daha agresif bir yapıya sahip tür. Birçok alt dalı vardır. Örn: Paul Van Dyke, Derrick May, Juan Atkins, Kenny Larkin Trance: Techno’yla benzerlikler gösteren tür, tizlere verdiği önem ve yoğunlukla ayırt edilir. Örn: Mauro Picotto, Anne Savage yaa... ----------------------------------------------------------------------------------------------- Alternatif Metodlar: Kendin Pişir Kendin Ye Eğer DJ Workshoplarına katılma imkanınız yoksa ya da “ben bir bakışta çözerim bu işi” diyecek kadar iddialıysanız buyrun size alternatif kaynaklar. Kimi ünlü DJ’ler tarafından kimi ise ses teknolojisi profesyonelleri tarafından hazırlanmış bu DVD ve kitaplar, işin mutfağına atılacak kısa bir turdan çok daha fazlasını vaat ediyor. DVD Turntable Technique: The Art of the DJ ($ 17.96 ) DJ Qbert's complete DO-IT-YOURSELF, Vol. 1 Skratching ($ 33.9 DJ's Complete Guide ($ 17.96) Instant Pro Series: Cubase Sx 2.0 – Beginner ($ 35.96) Ultimate Beginner Mega Pak: DJ Style – Turntable ($ 22.46) Shaping Your Sounds With Signal Processors ($35.96) Art of Mixing ($35.96) Intellect: Techno House Progressive ($ 21.73) Trance Experience ($ 17.9 Kitaplar The Mobile DJ Handbook, Stacy Zermon Turntable Basic, Stephen Webber Turntable Technique, Stephen Webber ----------------------------------------------------------------------------------------------- Turntable Nasıl Kurulur? Eğer belt drive sisteminde işleyen bir turntable kullanıyorsanız lastiğini kardeşinizden kalan pudrayla bile olsa mutlaka pudralayın; böylece hem aşınmalara karşı tedbir almış olursunuz hem de gereksiz titreşimi engellersiniz. Sonra yayları en hassas ayara getirin, yani yukarıdan vurduğunuzda (aman abartmayın) tabla ve kolun birlikte sallanması gerekiyor. Nasıl tırtıllar asla ve asla kahverengi bot giymezse bir turntable da iki hoparlör arasına ve hatta hatta en az iki metre yakınına dahi konulmaz. Her ne kadar yaylar kendilerince feedback’i engellese de hoparlörlerden gelen enerji çok yüksektir ve öyle kolay kolay da yokedilemez. Bu aşamayı da başarıyla atlattıktan sonra, turntable’a iğne değdiğinde paralel konumda olup olmadıklarını kontrol edin. Hayır, henüz bitmedi, biraz daha sabırlı olun lütfen... Şimdi aldığınız iğne markasına göre overhang ayarlarını yapın ve arkadaki aralığı sıfırlayın. Bu noktada dikkatli olmak gerek çünkü kafa için ek bir ağırlık gerekebilir. Anti-Skating (iğnenin plak üzerindeki oyuklardan kaymasını engellemek için uygulanan sistem) ayarlarını da aradan çıkarın. Kafanın shell’e paralel olması ve plağın herhangi bir yerine tamı tamına 90 derece açı çizmesi gerekiyor. Aksi takdirde çizik içinde kalan bütün plaklarınızı çöpe atmanız ya da bardak altlığı olarak kullanmanız gerekecek. Kafanız, moving magnet (hareketli bobinli kartuşlarda, iğnenin bağlı olduğu mıknatısların, elektrik sinyalini sabit bobin içerisinde hareket ederek üretmesi) ise bu 2-5mV arasında değişen çıkış voltajına sahip 47kOHM luk bir dirence sahip demektir. Önemli olan kafanın kapasitif reaktans’ı, (alternaf akım devresinde kapasitörlerin gösterdiği frekansa bağımlı direnç) ki bunun kol üzerinde kullanacağımız kablonun toplamı ile pikap giriş preamplisinin giriş kapasitansına uydurmak gerekir. Afiyet olsun... ----------------------------------------------------------------------------------------------- Programlar Fruity Loops Fruity Loops, blok sistemi ile çalışan bir sequencer programı. Performanstan ziyade prodüktörlük becerilerini de geliştirmek isteyen potansiyel DJ’lere ve müzik yaratımı ile ilgilenen herkese hitap ediyor. Sınırsız sayıda yazabildiğiniz “pattern”ları tereyağından kıl çekermişçesine panele yerleştirip kendi parçanıza sahip olabiliyorsunuz. Programda melodi ya da akor yazmak için nota değil de sağdan sola ilerleyen blokları ya da “piano roll” panelini kullanıyor olmak büyükçe bir avantaj. Fruity Loops, Midi formatında çalişabildigi gibi aynı zamanda kendi kayıt ettiğiniz sesleri de (wav uzantılı dosyalar) kullanmanız konusunda kontrolü tamamen size vermiş durumda. Programla gelen plug-in’ler, emsallerinden beklenmeyecek kadar başarılı üstüne üstlük işlemciyi bile yormuyorlar. Beste yaparken yorulmayan bir diğer şey ise gözleriniz; koyu gri arayüz ve değiştirilebilir arkaplanla Fruity, başında geçireceğiniz saatleri daha çekilir kılmaya and içmiş. Fruity Loops, şu an dünyada kendi parçalarını üreten bir sürü DJ için masaüstünde en çok tıklanan kısayol. Rebirth Bünyesinde çok güzel looplar barındıran, aynı zamanda kendi istediğiniz melodileri de yazabildiğiniz, müzikle olan top yekün alakanız blok flütten ibaret olsa bile müzik yapabileceğiniz, hatta sizin için otomatik müzik yapan bir programdır. Bu yüzden ki “Rebirth’le çok güzel parçalar yapıyorum” diyenlere kulak asmayın, gerekirse mücadeleci yönünüzü tetikleyip “ben de yaparım” cevabını verin. Unutmadan: Rebirth, müzik piyasasındaki en eski sequencer programlarındandır. AtomixMp3 Bilgisayarınızdaki Mp3’leri mikslemeye yarayan ve Magic tuşuyla gerçek miksing sihirbazlıkları yapan, Traktor’e geçmek için kullanılması makul DJ'lik simülatörü. Visual Mix göstergesi, farklı ve zor parça koşullarında hakimiyet antremanı yapmak için birebir. Traktor Dj Studio Sanal DJ ekipmanının program karşılığı olan Traktor ile ister Mp3 ister wav formatındaki parçaları kolaylıkla mixleyebiliyorsunuz. Program, prodüksiyondan ziyade performans bazlı yazıldığı için sanal da olsa canlı bir Dj setinin aşağı yukarı nasıl bir şey olduğunu anlamanıza yardım ediyor. Final Scratch’le uyumlu çalışmasına rağmen beat-matching işlemi, programın istenirse bunu kendi kendine yapması ve çalan parçaların beatlerini gösteren bir panele sahip olmasına rağmen, turntable üzerindeki kadar kolay değil. Bir diğer dezavantajı da işletim sistemi üzerinden çalıştığı için performans sırasında sihirli lambadan çıkan bir sistem mesajı ya da daha da acısı çöken program neticesinde performansın yarıda kesilmesi ne sizi ne de kendi sistemleri çöküyor bile olsa dinleyicileri, memnun etmeyecektir. Tüm bunların dışında DJlik, sizin için meslekten ziyade hobi ise ve bir de standartın biraz üstünde bir donanıma sahip bir bilgisayarınız varsa Traktor, hem evde kaydedeceğiniz setleriniz anlamında hem de mixing tekniğinizin gelişmesi açısından size % 100 uygun bir program. Acid Sonic Foundry tarafından üretilen Acid Pro, kısa ömürlü programlardan biri olmasına rağmen gerek optimum işlemci kullanımı gerekse kullanıcı dostu arayüzüyle ses üzerine çalışmak isteyenlerin gözağrılarından biri oldu. 4.0 versiyonuyla midi üzerinde çalışılmasına olanak tanısa da ne yazık ki audio kadar başarı kaydedemiyor. Eğer yeterli donanıma sahipseniz (ki program, 2003 yılında Sony tarafından satın alınmasına rağmen şu ana kadar Acid’e özel bir donanım üretilmiş değil) bunu Acid’e tanıtıp 192 khz 24 bit’e kadar kayıt alıp kolayca loop edebilir, hatta başka bir kanal üzerinde loop’ladığınız kısma vokal kaydı da yerleştirebilirsiniz. Gerçekten çok sayıda kanal ve plug-in'i sorunsuz açabilen program, aynı zamanda kanal üzerinde bulunan ses kaydını çok kolay ve efektif bir şekilde kesme ve yerleştirme imkanı da sunuyor. Progamla beraber gelen plug-in listesi de epey kalabalık: amplitude, chorus, distortion, dither, flange/wah–wah, graphic dynamics, graphic eq, noise gate, paragraphic eq, parametric eq, pitch shift, resonant filter, reverb, simple delay, smooth / enhance, time stretch, track compressor, track EQ, track noise gate ve vibrato bunlardan bir kısmı. Steinberg Wavelab Sektörün uzmanı Steinberg tarafından üretilen bu program “audio editing” için üretilmiş en başarılı programdır. Wavelab’in piyasada bu kadar “nam salmış” olması real time fx kullanmayı imkanlı kılan ilk program olmasına dayanıyor. Yani “şu kanaldaki vokale biraz reverb koyarsam ne olur” dediğinizde yanıt anında karşınıza çıkıyor, render yok dolayısıyla saatlerce beklemek yok. Adına aldanıp Wavelab’in sadece wav ile çalıştığını düşünüp programa haksızlık etmeyin. Elinizdeki aif, eu, mp3, rm, paf, osq, au, snd, sd2 ve tabiki wav formatlı dosyaları açmaya kalktığınızda inanın reddedilmeyeceksiniz. Program bunların dışında “kasap kurgusu” tabir edilen kesme, biçme, kopyalama ve yapıştırma gibi ana işlemler dışında normalize, fade in-fade out, cross fade gibi temel ozelliklere de sahip. Her ne kadar “beste yapma” imkanı sunmasa da VST plug-in’leri ile parçayı bitirdikten sonra mastering yapıp 3-D spectrum seviyelerini almanızı sağlayan programın içinde sizi profesyonelliğe bir adım daha yaklaştıracak bir phase scope bulunduğunu da hatırlatmakta fayda var.
Dj NediR?
DJ'lik müessesesi aslında son derece basit gözüküyor, iki plak alıp, aynı anda çalıp, çalınan iki farklı parçayı tek şarkıymış gibi "yutturmak"... Ancak bir DJ olmak, hem para hem de zaman olarak ciddi yatırım ve yetenek gerektiriyor. Sonuçta yaz akşamlarında kumsalda gitar çalan biri olmuyorsunuz, ama dijital çağda insanlar ateşin etrafında değil kabininizin etrafında toplanmayı tercih ederler zaten. DJ arkadaşlarımızın nasıl popüler olduklarından hiç bahsetmeyelim, sizi heveslendirebilir ama gitar çağında kalan bizler yazarken bile üzülüyoruz. İyisi mi, bu yazıyı yazdıktan sonra sizinle birlikte bir kez de biz okuyalım.
Malzemeler; bir diş plak, bir tatlı kaşığı pikap...
Prensip olarak, bir DJ'in sahip olması gereken en önemli yetenek -iki farklı plaktan çalınan şarkıları "dikiş izleri" belli olmadan birleştirmek- gerçekleştirmesi kolay gözüken, ancak göründüğü kadar kolay olmayan bir iş. Partilerin aranan DJ'leri, bu başarıya çok çalışarak ve pratik yaparak ulaşmışlar. Yani amacınız sadece fotoğraf çektirmek değilse ekipman başında durup kulaklık takmanın sizi bir anda popüler yapacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. DJ olmak için atılacak ilk adım, kullanılan ekipmanları ve terimleri tanımak, yani biraz ders çalışmak. Ah, tesadüfe bakın ki siz de tam şu anda bunu yapacaktınız...
Turntable - Plakların çalındığı, en temel alet. Beat matching'i kolaylaştırmak amacıyla tercihen direct drive (kendinden motorlu) olmasında fayda var.
Stylus - Plakların üzerindeki izlerde kayıtlı olan müziği okuyan "iğne".
Pitch Control Slider - Çalınan plağın dönme hızını artıran ya da azaltan düğme.
Mixer - İki turntable'ın da bağlı olduğu, ses, bas, fade, gibi temel ayarların yapıldığı, aslında bütün mixin kontrol edildiği ünite.
Channel Faders - Mixer üzerinde bulunan ve kanalları (yani farklı turntable'ları) kontrol etmenize izin veren düğmeler.
Beat - Müziğin vuruş sayısı. Genellikle davullara göre ölçülür.
Measure - Dört beat'lik bir grup.
Phrase - 8 measure'lık bir grup.
BPM - Beats Per Minute (Dakika başına düşen vuruş sayısı) teriminin kısaca söylenmiş hali. Kaydın hızı, bu şekilde ifade edilir.
Cross Fader - Hoparlörlerden hangi kanalın ne ölçüde duyulacağını ayarlayan sürgü. Cross Fader, genelikle mixer'in ortasında yer alır.
Trainwreck - Kötü yapılmış bir mix.
Bir DJ'in, iki profesyonel turntable'a, bir mixer'a, izolasyonu sağlam bir kulaklığa, müziğin dinlenmesini sağlayacak bir ses sistemine ve elbette çalacak plaklara ihtiyacı vardır. Bu listeye dinleyiciler de eklenebilir ama siz kendi kendinize çalmayacaksınız diye bir kural yok. Bazı DJ'ler CD kullanır ve bazıları da sadece channel fader kullanarak mix yapar. Biz burada size evinizde CD tak çıkar yapmayı da, hip hop DJ olmayı da anlatmıyoruz, o yüzden cross fader kullanarak yapılan mix üzerinde duracağız. İki kaydı aynı anda çalmak için, plakları gayet iyi, hatta introları (yani parçaların başlangıçlarını) ve outroları (parçaların bitişlerini) su gibi bilmek gerekir.
Malzemelerimizi derin bir kaba ekledikten sonra...
Şarkıların sessiz bölümlerinde bile, vuruşların devam ettiğini hatırlamalısınız. Vuruşları, ayağınızı müziğin ritmine uygun olarak yere vurarak sayabilirsiniz. En usta müzisyenler bile gocunmadan bunu hala yaparlar. Blues'cular da yapar, rock'çılar da, siz neden yapamayacakmışsınız? Vuruşlar dörtlü, sekizli, onaltılı ve otuzikili gruplar halindedirler. Siz de dinlerken fark edebilirsiniz, birçok parçada da her 32 vuruş ile birlikte şarkıya yeni bir element çıkarılır ya da eklenir. Birçok şarkıda ne zaman neyin gireceği, amiyane tabirle şarkının ne zaman patlayacağı çok bellidir.
İlk plağı hazırlayarak (aslında buna cueing deniyor) birinci adımı atıyoruz. Plağı CD gibi kenarlarından ve etiketli kısmından tutmaya özen gösterin. Hoparlörlerin uygun miktarda açık olduğuna emin olun. Bir anda patlayan şey sadece kolonlar değil maazallah dinleyicilerinizin kafası da olabilir(!) Cross fader'ın, ilk plağın çaldığı turntable yönüne dönük olması dikkat edin ki az sonra geçiş yapacağınız plağı başkaları duymasın. Kulaklıklarınızı takın, böylece hoparlörlerden ilk plak duyulurken, kulaklıklardan diğer plağı dinleyebilirsiniz.
Şimdi anlatacağımız tekniğe beat-matching denir. Bir kez uygun hızı bulduğunuzda ikinci plak ile mix yapmaya başlayabilirsiniz. Profesyonel bir turntable, plağı başa geri "sarmanıza" izin verir. Bunu, parmaklarınızla plağı dönüş yönünün tersine (saat yönünün tersine) doğru döndürerek yapabilirsiniz. Bu şekilde ikinci plağı hazırlayın ve parmaklarınızla dönmesini engelleyin, böylece stylus, tam ilk vuruşun başladığı yerin hemen öncesinde, siz serbest bırakana dek sabit kalır. "Stylus da nesi" diyenleri yazının ilk kısmına geri göndermekle kalmıyoruz, bir de eshefle kınıyoruz. Haydi arkadaşlar, beraber arkasından "cık cık cık" yapalım. Cık cık cık cıkh.
İlk plağınızın vuruşlarını sayın ve ikinci plağı, ilk kaydın cümlelerinden birinin başlangıcına kadar döndürmeye başlamayın. "Cümle de nesi" diye sormaya çekindiğinizi fark ettik, neden çekiniyorsunuz, daha önce açıklamadık ki, bakın yine dikkatli okumuyorsunuz, sormayan herkesi en başa geri gönderiyoruz! "Cümle" demekle kast edilen, otuziki vuruşluk bir gruptur. Her zaman ayağınızla beat'lere eşlik etmeyi unutmayın. Her şeyin birbirine uyacağına inandığınız zaman, parmaklarınızı ikinci plağın üzerinden kaldırın ve çalmaya başlayın. Bu aşamada ikinci plağı sadece siz duyacaksınız, hatırlayın, cross fader'ı sadece ilk turntable'ın duyulmasını sağlayacak şekilde ayarlamıştık. Eğer vuruşlar birbirini tutmadıysa - ki bu kötü bir şey, ikinci plağı tekrar ayarlamalısınız.
Malzemelerimizi önceden ısıtılmış fırına veriyoruz...
İlk cümle'nin başlayana kadar kendinizi tamamen dışarıda çalan plağın hızına verin ve aynı tempoda, mixleyeceğimiz plağın ilk kick'i üzerinde ileri ileri itip geri çekerek eşlik edin. Böylece hem ikinci plağın geçiş yapmayı planladığınız hızda nasıl duyulacağı hakkında bir fikriniz olmuş olur, hem de iki plağı aynı noktada başlatma imkanınız olur.
İkinci adım 32'lik vuruş grubunun bitmesiyle başlıyor ki bu esnada ikinci plağın ilk vuruşunu, ilk plağın 33. vuruşu üzerinde bırakmaya dikkat etmek gerekiyor.
Bir sonraki adımda muhtemelen plakların kickleri birbirlerinden uzaklaşmaya, kurmaya çalıştığınız düzeni bozmaya çalışacaklar çünkü hızlarını tamı tamına eşitleyemedik. Bu durumda da bize onları yeniden eşitlemek ya da "ben gidip plajda gitar çalayım daha iyi" demek düşüyor. Beyninizi iki parçaya bölerek ikinci plağın birinci plaktan daha mı hızlı yoksa daha mı yavaş olduğunu fark etmeye çalışın. Birinci plaktan daha yavaşsa, hızlandırmamız, tekrar dengeyi kurmamız gerekiyor. Bunu da ikinci plağı tam ortadaki demir aksam üzerinden kavrayıp (maksadımızdan fazla kaymamalı) saat yönünde çevirerek yapacağız. Daha kolay ikinci bir hızlandırma yöntemi plağın baskı kağıdı üzerinden parmak yordamıyla ittirmektir ama bu 45'lik plaklarda gereğinden fazla harekete yol açar, tercihen 33'lük plaklarda uygulanmalıdır. Bir iki seferde kickler tekrar birbirlerinin üzerine oturacaklardır ki oturmuyorsa zaten ritm kaçmıştır, iğneyi tekrar plağın başına koyarak yeniden denemekte ya da plaj konusunu bu kez cidden düşünmekte fayda var. Herhangi ittirme işleminden bir tanesini kickleri tekrar oturtana kadar yaptıktan sonra, plakların dengesinin bozulmaması ya da daha az bozulması amacıyla pitch controller'ı yarım birim, aşağıya doğru arttırın.
İkinci plak birincisinden hızlıysa, plağımızı yavaşlatmamız gerekecek. Bu durumda da plağın durduğu tabla, hafif bir parmak temasıyla tekrar kickler oturana kadar yavaşlatılır (abartmaya, motoru yakmaya lüzum yok), sonrasında da pitch controller hafifçe yarım birim yukarıya kaldırılır.
Son olarak mixing aşamasında tekrar nükseden ritm kaçmalarında aynı yolları her seferinde pitch controller üzerindeki daha minik değişikliklerle tekrarlamak gerekecek. Yani bir kere iki plağı uydurunca şarkının sonuna kadar dinleyicilerinizle ilgilenebilirsiniz diye bir şey yok. Zaten kolay olacağını da hiç söylemedik. Mükemmeliyete ulaşmak için en fazla birbuçuk dakikada ritm oturtmayı halletmekte fayda var. Sonrasında mixing teknikleri sizin maharetlerinize ve dinleyiciler arasında gözünüze kestirdiğiniz kişilerin fazlalığına kalmış.
Pişti ise artık servis etme zamanı...
Beat'lerin birbiri ile uyumlu olduğu konusunda güveniniz tamsa, cross fader'ı ortaya getirin. Şimdi hoparlörlerden, iki plağın çaldığını da duyabilirsiniz. Elbette artık ikinci plağı herkes duyabiliyor, ancak her şeyi doğru yaptıysanız birçok kişi yine de ikinci plağın çalmaya başladığını fark etmeyecektir. Bu kötü bir şey değil!
Sadece ikinci plağın çalmasını istediğinizde cross fader'ı, ikinci turntable yönüne çevirin. Bu adımları defalarca başarıyla tekrar edebilirseniz, turntable'lar arasında zıplayarak bir sürü plak arasında gezinebilirsiniz ve böylece "dikiş izleri belli olmayan" bir mixiniz olur! Bu gayet iyi bir şey!
REMİX DASS DJ ÖMER FT SERSERİ MCS DJ KRAL PİYANİST MAMİİ
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 9616 ziyaretçi (24971 klik) klik |
|
|
|
|